Back

Hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetleri sunan büromuz, Aile Hukuku, Ceza Hukuku, Miras Hukuku, Gayrimenkul Hukuku, İş Hukuku ve Türk – Alman Hukuku alanlarında hizmet vermektedir.

Copyright By @ Erginyazilim.com
Call Center 0551 694 50 50

Kültürel Varlıkların Hukuki Statüsü Nedir?

KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARININ KORUNMASI ADINA HUKUKİ YAPTIRIMLAR

Dünya üzerinde var olmuş her toplumun kendine özel bir kültür birikimi mutlaka meydana gelmiştir. Toplumlar hangi alanda neyle meşgul olursa kültürel geçmişin de o yönde gelişim kat etmesi kaçınılmazdır. Örneğin savaşçı toplumun kültürel geçmişi savaş taktikleri, silah, anlaşma vb. kültürel miraslardan oluşacaktır. Edebiyat, sanat ve eğitim alanında ilerleme gösteren toplumların da yazılı metin, resim, yapı vb. miras geçmişi söz konusu olacaktır. Geçmişte tarihi eserler savaş, göç vb. gibi büyük olaylarla yıpranmış ve hatta ortadan kaldırılmıştır. Günümüzde ise tarihi eserlerin muhafazası için kurallar oluşturulmuş ve yazılı hale getirilmiştir. Günlük hayatta da devletin kurumları ile denetimi yapılıp korunması için birtakım yaptırımlar öngörülmüştür. Ülkemizde bu hususta 23.07.1983 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmış 2863 Sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu mevcuttur. Bu kanunun amacı, korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili tanımları belirlemek, yapılacak işlem ve faaliyetleri düzenlemek, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilatın kuruluş ve görevlerini tespit etmektir.

İlgili mevzuatlarımıza göre korunması gerekli tabiat varlıklarına ek olarak 19’uncu yüzyılın sonuna kadar yapılmış taşınmazların da korunması gerekmektedir. Bu yüzyıldan sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmaları gerek görülen taşınmazlar veya sit alanı içinde bulunan taşınmazlar da koruma altında olması gereken yapılardandır.

Milli tarihimizde önem arz eden ve herhangi bir kıstasa gidilmeksizin Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler de koruma altındadır.

Kaya mezarlıkları, yazılı, resimli ve kabartmalı kayalar, resimli mağaralar, höyükler, tümülüsler, ören yerleri, akropol ve nekropoller; kale, hisar, burç, sur, tarihi kışla, tabya ve isihkamlar ile bunlarda bulunan sabit silahlar; harabeler, kervansaraylar, han, hamam ve medreseler; kümbet, türbe ve kitabeler, köprüler, su kemerleri, su yolları, sarnıç ve kuyular; tarihi yol kalıntıları, mesafe taşları, eski sınırları belirten delikli taşlar, dikili taşlar; sunaklar, tersaneler, rıhtımlar; tarihi saraylar, köşkler, evler, yalılar ve konaklar; camiler, mescitler, musallalar, namazgahlar; çeşme ve sebiller; imarethane, darphane, şifahane, muvakkithane, simkeşhane, tekke ve zaviyeler; mezarlıklar, hazireler, arastalar, bedestenler, kapalı çarşılar, sandukalar, siteller, sinagoklar, bazilikalar, kiliseler, manastırlar; külliyeler, eski anıt ve duvar kalıntıları; freskler, kabartmalar, mozaikler ve benzeri taşınmazlar; taşınmaz kültür varlığına ait örneklerdendir. Tarihi mağaralar, kaya sığınakları; özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri ise taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir. Yukarıda detaylı olarak bahsedilen ve örnekleri verilen taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının mevcut malikleri bu varlıkların bakım ve onarımlarını Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgili mevzuat uyarınca bakım ve onarım hususunda vereceği emir ve talimatları uygun olarak yerine getirdikleri sürece ancak kendilerine tanınan hak ve muafiyetlerden yararlanabilirler.

Resmi kurumların bu hususta emir ve talimatlarının olması maliklerin bu varlıkların üzerindeki mülkiyet haklarını kullanamayacağı anlamına gelmemektedir. Malikler, mülkiyet hakkının doğal gereği olan ve ilgili mevzuatın hükümlerine aykırı bulunmayan tüm yetkilerini kullanabilirler. Fakat malikler bakım onarım sorumluluklarını yerine getirmekte güçsüz kalmışsa mülkler usulüne göre kamulaştırılabilir.  Kamulaştırmanın dışında Kültür ve Turizm Bakanlığının uygun görmesi ile, Vakıflar Genel Müdürlüğü, il özel idareleri, belediyeler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları, yukarıda sözü geçen maliklere lüzum görülen hallerde, taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının koruma, bakım ve onarımlarına, teknik eleman ve ödenekleri oranında yardımda bulunabilirler. 

Korunması gerek görülen taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarında ruhsatsız olarak inşaat yapmak açıkça yasaktır. Bu yerlerde ruhsatsız olarak yapılacak inşaatlar ile, koruma amaçlı imar planlarında, plana; sitlerde, sit şartlarına aykırı olarak inşa edilen yapılar hakkında imar mevzuatına göre işlem yapılacaktır.

Korunması öngörülen taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında, her çeşit inşai ve fiziki müdahalede bulunmak, bunları yeniden kullanıma açmak veya kullanımlarını değiştirmek yasak olup onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkım, kazı veya benzeri işler inşai ve fiziki müdahale sayılır. Yukarıda detaylıca belirtilen bu işlemleri ilgili kurumlardan izin alınmaksızın yapanlara yaptırım uygulanacaktır. Bu yaptırımların neler olduğu aşağıda belirtiliyor:

  1. Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarara uğramalarına kasten sebebiyet verenler iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve elli bin liradan iki yüz bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılacaktır. Bu fiiller korunması gerekli kültür ve tabiat varlığını yurt dışına kaçırmak maksadıyla işlenmiş ise cezalar bir kat artırılacaktır.
  2. Sit şartlarına ve korunma planlarında, taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları koruma kurullarınca belirlenen alanlarda öngörülen şartlara aykırı izinsiz inşaat yapan veya yaptıranlar bir yıldan üç yıla kadar ağır hapis ve elli bin liradan iki yüz bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılacaktır.
  3. Bu Kanunda belirli usuller dışında usulsüz yıkma veya imar izni verenler iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası, ayrıca elli bin liradan iki yüz bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılacaktır.

 NOT: Açıkça belirtilen bu cezalar enflasyon oranına göre artış gösterebilir.

ÖZEL MÜLKİYETE KONU KÜLTÜREL VARLIKLAR

Devlet malı niteliğini taşıyan korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının Devlet elinde ve müzelerde bulundurulması ve bunların korunup değerlendirilmeleri Devlete aittir. Bu gibi varlıklardan gerçek ve tüzelkişilerin ellerinde bulunanlar, değeri ödenerek Bakanlık tarafından satın alınabilir. Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ve Atatürk’e ait korunması gerekli taşınır kültür varlıklarının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından satın alınmasına ek olarak Milli Savunma Bakanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nca da satın alınabilir. Ancak, bu tip eserlerden her ne suretle olursa olsun yurt dışına çıkarılacakların kontrolü, Bakanlığa bağlı müzelerce yapılabileceği gibi bazı gümrük çıkış kapılarında bulundurulacak ihtisas elemanlarınca da yapılabilir. Ancak bu konuyla ilgili ihtisas elemanı her gümrük çıkış kapısında bulundurulamayabilir. Yapılan kontrol sonunda bu tip eserlerden yurt dışına çıkmasında sakınca görülenler tespit edilerek değerlendirilmeleri yurt içinde yapılmak şartıyla, sahiplerine iade edilmektedir.

Etnografik mahiyetteki kültür varlıklarının yurt dışına çıkarılacakların kontrolü, Bakanlığa bağlı müzelerce yapılmaktadır. Bu müzeler dışında yurt dışına eser çıkaran şahısların bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi beş bin liradan yüz bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılması söz konusudur.

İlgili mevzuat kapsamında yer alan kültür ve tabiat varlığı olarak değerlendirilecek taşınır veya taşınmazın durumu hakkında haber alınmasından itibaren malik veya zilyetler en geç üç gün içinde en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine bildirmeye mecburdurlar. Bu kapsamda yer alan varlıklar şayet askeri garnizonlar ve yasak bölgeler içinde bulunuyorsa, usulüne uygun olarak üst komutanlıklara bildirilmelidir.

Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının intifa haklarının, belirli sürelerle kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere, Devlet dairelerine, kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu menfaatine yararlı milli derneklere bırakılması veya gerçek ve tüzel kişilere kiraya verilmesi ancak Kültür ve Turizm Bakanlığının iznine tabidir.

Anlatılanlar ışığında kültür varlıklarının denetim ve yaptırımlarla özenle korunduğu açıkça görülmektedir. Bu sebeple kültürel varlığı bulunan gerçek veya tüzel kişilerin herhangi bir sorun yaşamadan hukuki destek alması yararına olacaktır. İlgili soru işaretlerinizi gidermek hukuki danışmanlık hizmeti almak için Whatsapp veya arama yolunu kullanarak tarafımıza ulaşabilirsiniz.